Kel Köy- Karaisalı

Kel Köy- Karaisalı

Kel köy- Karaisalı Yağlı çörek tarifi Yağlı çörek nasıl yapılır? Geçenlerde bir davet aldım,  kimden mi? Sıdıka teyze- Mehmet amca’dan. “Yağlı çörek yapacam, gel.” Durulur mu? Bahçeye girince kavrulmuş küncü ve un kokusunu duyuyorsunuz. Hem keçiboynuzundan hem de undan helvalarımız kavrulmuş, süt kaynamış. Yörenin zeytinleri tatlanmış,  küplere basılmış peynirler ve nasıl pişirildiğini kaçırdığım yağlı çörekler bizi hazır bekliyordu. Yağlı çörek, Karaisalıya mahsus bir hamur işi. Büyük bakır tec, üzeri bir tepsi ile kapatılıyor. Alttan ve üstten közle kapatılıp pişiriliyor. Yağlı denmesinin sebebi ise pişirilecek bakır kabın içine bir miktar yağ dökülüp, közde ısıtılıyor ve mayası gelmiş hamurlar uygun büyüklükte pazılar yapılıp üzerine susam dökülüyor tavaya bırakılıyor ve üzeri tepsi ile kapatılıp içini alıp, güzelce kızarana kadar pişiriliyor. Çok lezzetli olmuşlardı bir daha ki sefere, kısmetse pişirilmesini de fotoğraflayacağım. Yağlı çörek genelde yumurta, süt, yoğurt, kabartma tozu, maya ve su bir araya getiriliyor kulak memesi yumuşaklığında un ilavesiyle yoğruluyor. Mayalandırılıp  pişiriliyor. Ev

Bahar

02.03.2014 | Kategori : Adana, Arşiv, Son Tarifler, Yerimiz Suyumuz
Bahar

Adana- Kamışlı Elimde bir kitap var. “Alıç ağacıyla Sohbetler”, Hikmet Birand. Prof. Dr. Hikmet Ahmet Birand, bitkilerin yaşadıkları ortamla ve birbirleriyle ilişkilerini gayet sade bir dil ve üslûpla anlatan kitaplar yazan bir botanikçi. Kitapta şimdi belki yerinde yeller esen bir alıç ağacıyla, bitkilerin oluşumuyla ilgili yaptıkları sohbetlerle başlayıp yurdumuz bitki örtüsünün gezintisine çıkartıyor. Çal dağı,Ankara’nın güneyinde eteklerinde zamanında derelerin aktığı, bahardan itibaren Ankaralıların mesire yeri ve bağ evlerinin olduğu bir tepe. Annecim, daha bahçedeki erik ağacı açmamıştır, bu yazı senin için:)) Çok yaşa sen. Dağlarımıza bahar geldi. Ne mutlu ki dağlarında kar, eteklerinde derelerin çağıldadığı, kuşların bahar neşesiyle uçuştuğu, arıların çoktan işlerinin başında olduğu, üzerinde baharın ilk tezcanlısı bademlerin açtığı yerler var yurdumda. Hep olması ve korunması gereken bu tepeler, Toroslar. Karanfil dağı. Sizleri karlı Karanfil dağı ve yeşermeye çalışan etekleriyle baş başa bırakıyorum. Baharı müjdeleyen aceleci bademler. Bir telaş içinde olan elmalar, tomurcuğunda pembesini bile belli etmiş açtığında baharın yüzü bir kat

Kışa İnat Pazar

23.12.2013 | Kategori : Adana, Arşiv, Son Tarifler, Yerimiz Suyumuz
Kışa İnat Pazar

Kışa İnat Pazar Kıyı boyu Pazarı- Adana Kış mı, hava soğuk mu dediniz, burada hafif bir bahar serinliği var. Böyle güzel bir esinti güzel pazar kokusunu getiriyor.  “pazara gel pazara”   Bütün kış meyve ve sebzeleri, yazdan gelen kurularla buyrun pazarımızı gezelim. Nerdeyse sadece yükseklerde kalan ağaçlarda yetişen, kış geldi mi yemek istediğim, muşmula.  Artık kaç kilosu kaça diye yazmaya utanıyorum. Portakallar Muzlar  Hambelez- yaban mersinin kardeşi, bitmek üzere. Yılbaşının bereket sembolü; nar. Tatlısı mı dersiniz.  Kıyı boyu kanal manzaralı mı dersiniz. Ekşisi mi Kuru meyvelerin her çeşidini bulmak mümkün. Bir çoğu yaylalarımızdan. Kuru kayısılar. Susam mı dediniz?  Kuş burnu çayına ne dersiniz? Reçine kokulu menengiç. Kestanem kebap. Şeker pancarı da var. En tazesinden baharatlar, kuru meyveler ve kurular. Bu kadar meyve, baharat. Karnımız acıkmış olmasın? Ciğer kavurması. Dürümlük, Hatay ekmeği .                       Salamura yaprak mı aradınız? Tarsus beyazı. Pazar olur

« Önceki sayfaSonraki sayfa »