Kayısı Marmelatı- Portakallı

Portakallı Kayısı Marmelatı tarifi

Portakallı Kayısı Marmelatı nasıl yapılır?

Meyveler çoğalıp, tatları da kıvamını buldu ve reçel zamanı iyiden iyiye geldi. Olgun kayısıları görünce çok sevdiğim kayısı marmelatını yapmak istedim. Adana’da olunca bol olan birşey daha kullandım yanında.  Portakal

Birbirlerini çok sevdiler. Baygın, içinizi ferahlatan, kaymak ve tereyağı eşlikçisi  olarak kahvaltı sofralarında gönüllerinizi okşayacaktır.

Malzemeler

1 ½ kg kayısı( olgun- çekirdekleri çıkartılmış)

1 kg toz şeker

2 orta boy portakal (kabuğu incecik soyulup küçük, küp şeklinde kesilmiş)

Yapılışı

Yıkanan ve çekirdekleri çıkarılan olgun kayısılar yayvan bir tencereye dizilir üzeri şekerin tamamı ile örtülür. Tencerenin kapağı kapatılır ve 1 gece bekletilir.

Ertesi gün portakalların beyaz kısımlarının kalmasına özen gösterilerek kabukları incecik soyulur. Küçük,  küp şeklinde kesilir. Kayısılı karışıma ilave edilir ve tahta bir spatula ile şeker eriyip kaynayıncaya kadar karıştırılır. Önce orta ateşte sonrasında kısık ateşte pişirilir.

Uygun bir kıvama gelince ocaktan alınır ve ilk ısısı çıktıktan sonra kavanoza doldurulur.

Afiyet olsun.

 Not: Ertesi gün üzerinde şeker bulunan kayısı iyice sulanmıştı. Üzerinden bir bardak kadarını aldım ve çok gelir diye,  iyice kaynayıp suyunu çekmeye başladığında ilave ettim.

Marmelatı haşlayıp rondodan geçirmediğim için meyvesi oldukçe yumuşak kıvamı koyu bir marmelatım oldu. Marmelatın bu halini de çok beğendim ve tart için çok güzel bir malzeme olduğunu düşünüyorum.

Kozan

Kozan- Adana

Karasis Kalesi- Kozan

Kozan, bir kısmı mümbit ovada (ne yazık ki), sırtını da yükseklere dayamış, kültürel ve doğal zenginlikleri ve tarihi dokusu olan Adana’ya 69 km uzaklıkta bir yerleşim merkezidir.

Kozan’dan genel görünüş…

Şehir merkezinde yer alan, dokusu korunarak yenilenen ve butik otel-restoran olarak işletilen Yaverin Konağı, bölgeye yeni bir çehre katmış. Kozan çok eski bir yerleşim merkezi olduğu için şehrin içinde de ele alınıp yenilenmeyi bekleyen muhteşem konak eskileri var. Ayrıca şehir merkezinde hala dimdik duran 15. yüzyıla (1448) ait bir camii, Hoşkadem Camii (halk arasında Büyük Cami), yine şehrin merkezinde, şehre hâkim bir yükseklikte kurulmuş bir kale ve çoğalmakta olan apartmanlar…

Konağın lokanta, evin içinden dışarıyı görebilen ve anahtar bırakılan kısmı (tava) ve üst kata çıkışı gösteren detaylar.

Konağın dışarıdan görünüşü, hala su çıkan kuyusu, bahçeye bakan odalar bölümü ve bahçenin yukarıdan görünüşü…

Üst katlardan odalar…

İçeriden ve dışarıdan detaylar…

Konağın gece ışıklandırılmış hali.

Topraklarında 12 ay tarım yapılabilen Kozan, aynı zamanda stratejik bir bölge. Bu konumunun bir getirisi olsa gerek yakınında (Kozan’ın merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta), MÖ 300 yıllarına ait ve 1056 metre yükseklikte olan, uzaktan uyuyan bir fili andıran ve (Büyük) İskender’in yaptırdığı bilinen, duvarlarının üzerinde gücü temsil eden fil figürü kabartmalarıyla meşhur Karasis Kalesi bulunuyor.

Uzaktan bakıldığında kalenin bulunduğu dağ kütlesi neyi andırıyor sizce? Ve dağın eteklerinde Kozan (Kirgen) Barajı.

Karasis Kalesi’ne 30-40 kişilik bir yürüyüş ekibiyle rehber eşliğinde tırmandık.

Bu tırmanışı tüm yürüyüş tutkunlarına ve doğa severlere öneriyorum.

Bu bölgede yoğun bir bitki örtüsü var. Kekik, püren, menengiç, katırtırnağı, tesbih, zeytin, çınar, meşe, ardıç, kızılçam…

Sanki Kaleyi İskender değil de biz fethettik. Hepimiz çok mutluyuz…

Bitki örtüsünden örnekler…

Resmin sağ tarafında arıların bal yapmak için geldiği püren ve diğer bitki örtüsü örneklerinden en öndeki adaçayı, bir çeşit kekik ve demirdelen.

Kozan’a yaklaşık 20 dakika mesafede yaylalarına ulaşılabilir.

Dağılcak mesire alanı, çok güzel bir derenin kenarına kurulmuş, ulu çınarların altında dinlenilebilecek, her türlü günübirlik ihtiyaca cevap verebilecek tesisler bulunabilen bir yer.

Bir vadiye kurulmuş olan piknik alanının kenarından pırıl- şırıl bir dere akıyor.

Piknik alanından azıcık ilerideki köprüden geçip dağlara doğru bir yürüyüş yaparsanız, yol boyu ulu çamlar ve meyve bahçelerinden geçerek ilerleyebilirsiniz.

Üzerinde alabalık çiftlikleri bulunan buz gibi suların aktığı ve giderken muhteşem turunç reçeli alabileceğiniz Acarmantaş‘daki Cennet bahçesi.

Turunç reçeli:

Daha yukarılara çıkınca doğa vahşileşiyor, ağaçlı alanlar artıyor. Horzum yaylasına uğrayıp oradan Altın çiçek- Mantıvar alabilirsiniz.

Burada size “Mantıvar açmak” diye bir eğlenceden bahsetmek istiyorum. Bu eğlence hanımlar arasında geçiyor. Şöyle ki bakır bir kaba su doldurulur, içerisine mantıvar- altın çiçek atılır. Bakır kabın etrafında oturan hanımlar kendilerini belirlemek için yüzük, küpe ve kolye atarlar ve mani bilen bir hanım maniyi söyler ve bir tane gösterge seçer ve okunan mani o kişinin olur, buna Kozan ve çevresinde mantıvar açmak denir.

Horzum’dan geçip Geçit deresine vardığınızda (bu bölgeye Çoban Boğar deniyor) üşüyorsunuz. Serin vadide semaver ateşinde kaynamış çay sizi kendinize getiriyor, ama önce bir alabalık ziyafeti.

Burası bir vadi ve bu vadinin ortasından geçen çayın üzerinde yüzülebilecek derinlikte havuzcuklar oluşmuş.

Vadinin her tarafında minnacık beyaz-lila çiçekleri olan ve bu mevsimde açan pürenler var. Püren, bildiğiniz üzere arının çok sevdiği bir çiçek ve çok meşhur “püren balı” oluyor.

Buralara kadar gelip de keçi sütünden yapılmış dondurmayı Feke’de yemeden geçmemek lazım, yol üstünde de “ağsık” üzümünden ve taze sumak bulmanız mümkün.

Kozan, stratejik konumunun, bereketli topraklarının, elverişli ikliminin hakkını vererek Adana’dan önce bir dönem vilayet merkezi olmuş.

Kozan merkezde, bölgenin önemli tarihi eserlerinden biri olan Sis köprüsünün çevresi yeniden düzenlenerek güzel bir park yapılmış: “Atatürk Parkı”

Atatürk Parkı’ndan Kozan Kalesi’ni de görmek mümkün.

Şimdi ehil ellerde parlatılmayı bekleyen kıymetli bir cevher, uyandırılması gereken bir fil.

Not: Mutlaka eksikleri ve istenmeden yapılan hatalar olabilir, şimdiden bir kusur işledikse affola…

« Önceki sayfa