Tirşik eşkilemesi:))

Tirşik Ekşilemesi tarifi

Tirşik Ekşilemesi nasıl yapılır? 
Bildiğiniz gibi, haftaya Adana’nın güzel noktalarının biri olan tarihi Varda köprüsünü tanıtarak başladım.  Bu bölgeden  devam edeyim diye düşündüm ve bölgede tirşik ekşilemesi ni sizlerle paylaşmak istiyorum.

Tirşik otunun şimdi tam zamanı… Havalar biraz  daha ısınınca zamanı geçiyor ve kartlaşıyor. Pazı kadar olmasa da uzun yaprakları olan, çiğ olarak yenmeyen bir bitki. Boğazda karıncalanma gibi etki yapıyor.  Bu etkiyi, çorba sıcakken içildiğinde de gösteriyor.

Tirşikten ekşilemesi ve bastırması yapılıyor. Ekşilemesi,  daha çok Antakya ve çevresinde, bastırması ise Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adana’da yapılıyor. Bugün sizlerle ekşilemesini paylaşıyorum. Bastırmasını da yaptığımda yayınlayacağım.

Tirşik ekşilemesi  yörede bolca bulunan nar,  turunç ve sumak ekşisi veya limon suyu ve hatta limon tuzuyla bile yapılabiliyor. Ama bölgede,  bilindiği üzere limon tuzuna pek gerek kalmıyor.

Malzemeler

1 demet tirşik

2 su bardağı taze sıkılmış limon suyu

½ Türk kahvesi fincanı pirinç

1 tatlı kaşığı kuru kekik

2-3 diş sarımsak(az tuzla havanda dövülür ve çorba soğuduktan sonra ilave edilir)

5 su bardağı su(gerekirse su miktarı artırılır, mutlaka kaynayan çorbaya kaynar su ilave edilir)

Yapılışı

Kenar yaprakları temizlenen tirşikler güzelce yıkanıp, suyu süzdürülür.

Çok keskin bir bıçakla incecik kıyılır.

 

Uygun bir tencerede limon suyu, su biraz tuz ilavesiyle kaynatılır. Kaynayan suyun üzerine kıyılmış ot ilave edilir. Önce harlı ateşte kaynadıktan sonra orta ateşte tirşik iyice pişene kadar tencerenin kapağı açık olarak kaynatılır.

 

Kaynarken üzerinde oluşan kefi alınır.

Pişme işleminin sonuna doğru yıkanan pirinçler ilave edilir ve onun da pişmesi sağlanır.

 Pişen çorbaya en son suyu azalmışsa koyuluğuna göre kaynar su ve bir tatlı kaşığı kekik ilave edilip bir taşım daha kaynatılır ve ocaktan alınıp soğutulur.

Soğuyan çorbaya dövülmüş sarımsak ilave edilip, servis yapılır.

Afiyet olsun.

Not: O gün çorbamızın ardına sıkma ve d börek yapıp bir güzel ocak başında yedik. Her şey muhteşemdi…

Tirşik,  sindirim sistemini temizleyen yapıya sahip bir ot sadece pişirilirken biraz dikkat ve zaman istiyor.  Bu çorba, buralarda bir demet falan yapılmıyor. Kocaman tencerede yapılıp, zamanında bolca yemeye çalışılıyor.

Çorbayı bana öğreten sevgili Şahizer hanıma teşekkür ederim.

Bu çorba soğuk bir yerde veya buzdolabında 1 hafta bozulmadan saklanabilir.

Geçen sene bastırmasını bir arkadaşım getirmişti, beğenmiştim. Ekşilemesi de onunla yarışacak kadar güzel oldu.

Seslerin yer değiştirilerek (metatez) kullanılmasına  bölgede çok  sık rastlanabiliyor, bunlardan biri de ekşileme- eşkileme …

Tirşik çorbasını  sevgili Işıl‘ın son yazısında gördüğüm ve hemen ertesi günü yaptığım ekmekle yiyoruz. Ekmek, müthiş oldu.

Tirşik ekşilemesi tarifini arkadaşımız Safiye hanımın düzenlediği” Yöresel Lezzetler Etkinliğine” gönderiyorum.

Kendisinin yaptığı bu kültürel çalışmada bol katılım dilerim.

Bu Yazı İçin Şuana Kadar : 26 Yorum Yapıldı.. Görüntülemek İçin Buraya Tıklayın

Benzer Yazılar

Benzer Yazılar

Varda köprüsü- Karaisalı

19.03.2012 | Kategori : Adana, Arşiv, Yerimiz Suyumuz

Varda Köprüsü, James Bond- Karaisalı 

Elbette İngiliz hayal gücünün her dem “dünya hâllerinde” yolunda gitmeyen ne varsa bir yerden başka yere uçurduğu Ajan 007 James Bond, icat bir karakterdir. Gerçekleri de var tabi.. James Bond filmlerini seyretmeyenimiz yoktur tahminimce.

En esaslısından İngiliz Ajan 007, Toroslar’a da gelecek, son haber bu yönde. James Bond serisinin, son filminin bir kısmı  Adana‘da çekiliyor.

James Bond’un da o yüksek, ulaşılmaz zirvelerinde sonsuz karlarını göreceği rengarenk ve müthiş Toroslar.

Toroslar, yalçın enginlik diyarıdır, geçit vermez sarp geçitlerinden ancak buraların ruh ve yürek sâkinleri geçer.

 James Bond, Toroslar üzerine, çelik zamanın disipliniyle Alman’ın ördüğü Varda Köprüsü‘nde durur. Alman’ın İngiliz’le pek eskiye dayanan rekabetinde, İngiliz Bond, Varda köprüsüne (1912-2012) yüzyıl sonra tekrar gelir ve nereye gidecektir? Bağdat’a mı gider bilmiyorum!

Bizim bildiğimiz ise Varda Köprüsü’nün yapılış amacının, bu rekabette İstanbul-BağdatHicaz Demiryolu hattını tamamlamak için atılan bir adım olduğu.

Çukurova‘mız, Adana‘mız, bu yeni James Bond’u hoş karşılayacaktır, ona ne şüphe:)

Varda Köprüsü’nün, yöre halkının pek güzel ifadesiyle bu “Koca Köprü“nün de, Romalı olanları, Osmanlı olanları, yani bu topraklardaki bütün köprüler gibi bir hikâyesi vardır.

 Adana’nın Karaisalı ilçesi Hacıkırı (Kıralan) köyü sakinlerini o dehşet ve hayranlık uyandıran manzarasıyla gündoğumunda karşılar, geceleri ise yıldızlı gökyüzünü seyreder..

Alman mühendisliği ve Türk işçileriyle beraber 5 yılda tamamlanan ve kendi efsanesini de yaratan bir köprüdür Varda Köprüsü: Uzunluğu 172 metre, orta ayağından yüksekliği 99 metredir.

Almanların belki de Toros tünellerinden sonra en çok uğraştıkları ikinci konu ise Hacıkırı köyündeki Varda Köprüsü olduğunu tarih kaydediyor, sarp kayalıklar ve dağlık bölgenin uç kısmından köprü ayaklarını inşaatını devam ettirmelerine karşın, üstüne kondurdukları demiryolunda trenler keskin virajı alamayınca, daha ileriye 200 metre derinliğinde ikinci bir köprü inşaasına başlamışlar.

Burada çalışan işçiler ise; Asar dağının yamacında oluşturulan taş ocaklarında köşe  taşlarını  ölçülerine uygun olarak elleriyle işlermişler. İşte bu işlenen taşlar yukarıya makaralı bir sistemle ayakların yükseldiği noktaya dolu çıkıp boş inen vinçleri aşağıdaki noktaya ulaşması için “var daha” diye seslenerek, köprünün adını bir şekilde kendileri vermiştir.

Belemedik gibi Almanlar bu köprünün ismini de “Varda” köprüsü olarak tescil ettirmişler.

Varda Köprüsü’nün ayrıntılı hikâyesinin netleşmesinde Hacıkırı ve Karaisalı’daki büyüklerden topladığı bilgileri benimle paylaşan Hacıkırılı Sayın Ahmet Gezen’e   teşekkür ederim.

Bitirirken, en sevdiğim James Bond film müziklerinden biri olan Golden eye- Tina Turner ile  başabaşa bırakıyorum.

Mutlu,  güneşli,  bahar sesleriyle dolu bir hafta geçirmenizi dilerim.

Bu Yazı İçin Şuana Kadar : 20 Yorum Yapıldı.. Görüntülemek İçin Buraya Tıklayın

Benzer Yazılar

Benzer Yazılar

Krem Şantili Kurabiye- Gül Lokumlu

13.03.2012 | Kategori : Arşiv, Kurabiyeler

Krem Şantili Kurabiye tarifi

Krem Şantili Kurabiye nasıl yapılır?

Lokum, hele ki güllüsü benim için vazgeçilmez bir tat.

Bir çoğumuzun bildiği iki petit beurre-  arasına lokum ikilisini ise seneler önce bir dostumuz sayesinde öğrenmiştim.

En kolay kurabiye ikramı sayılır. Değil mi?

Bu güzelim lokumları size bir başka şekilde sunmak istiyorum.  Geçenlerde arkadaşlarım gelecekti,  birkaç çeşitten sonra bir de kurabiye olsun deyip arkadaş blogları arasında bir arama yapınca Sevgili Hülya’nın blogunda gördüğüm Krem şantili kurabiyede karar verdim.

İyi ki yapmışım. Çok beğenildi.

Malzemeler: 
250 gr tereyağı( oda sıcaklığında)
1 çay bardağı sıvı yağ
2 paket vanilya
1 paket krem şanti
Aldığı kadar un

İçine: Güllü lokum- diğerleri( güllü- çifte kavrulmuşlu yaptım)

Üzerine:
1 su bardağı pudra şekeri
1 çorba kaşığı tarçın

Yapılışı:

Uygun bir yoğurma kabında tereyağı ve sıvıyağı karıştırılır.

Üzerine krem şanti (toz olarak)  ve  vanilya ilave edilip, karıştırılır. Üzerine  elenmiş un katılarak,  çok katı olmayacak bir hamur elde edilir.

Hamuru buzdolabında bir süre dinlendirdikten sonra,  cevizden biraz büyük parçalar alınıp, yuvarlanır.

Hamuru,  içli köfte açar gibi açıp,   güllü ve çifte kavrulmuş lokum parçaları ile doldurulur ve kapatılır.

175 derecede önceden ısıtılmış fırında pembeleşene kadar pişirilir.

Pişen kurabiyelerin ilk sıcaklığı geçtikten sonra  pudra şekeri,tarçın karışımına bulayıp, servis tabağına alınır.

Afiyet olsun.

Bu Yazı İçin Şuana Kadar : 32 Yorum Yapıldı.. Görüntülemek İçin Buraya Tıklayın

Benzer Yazılar

Benzer Yazılar

« Önceki sayfaSonraki sayfa »