Kızılcıklar oldu mu?
Kızılcık Reçeli tarifi
Kızılcık Reçeli nasıl yapılır?
Kızılcık Marmelatı tarifi
Kızılcık Marmelatı nasıl yapılır?
Kızılcık Şerbeti tarifi
Kızılcık Şerbeti nasıl yapılır
Kızılcıklar oldu mu?
Selelere doldu mu?
Kızılcık çiçeği nasıldır bilir misiniz?
Kıpkırmızı meyvenin…
Çiçeği ilk açan meyvelerden biri olan kızılcık, meyvesini yaz sonlarına doğru veriyor.
Birçok yerde kiren diye de bilinen bu mayhoş, kızılcık renkli meyve (atalarımız ne güzel ad vermişler… kızılcık); kansere karşı antioksidan olarak biliniyor.
Kızılcık meyvesinin, portakalın iki katı değerde C vitamini deposu olduğunu bilim insanları yazmaktadır.
Beynimizdeki epifiz bezi hava karardıktan sonra melatonin adlı bir hormon salgılıyormuş; yaşam ritmimizi ve uykumuzu bu hormona borçlu olduğumuz yazılıyor. Melatonin takviyesi günümüzde yaşlanmaya karşı temel tedavilerden biri olup, melatonin ilaçlarının birçoğunun kızılcıktan yapıldığı yazılıyor. Kızılcık, ayrıca güçlü bir ishal kesici olarak kullanılıyor.
Bütün bunlar internet üzerinde yaptığım okumalardan olup, sizlerle paylaşmak istedim.
Gelelim bana ait olanlara, çocukken bahçemizdeki kızılcık ağacı, meyvesini vermeye başladığında kızaranları toplar yerdik, ama eve çıktığımızda da bir kaşıntı tutardı, nenem hemen “kızılcık kurdu düşmüştür, yıkanın hemen” derdi.
Nenem hayatta iken tenekelerle kızılcık alınır; şurubu, reçeli ve marmelatı yapılırdı. Manavda gördüğüm kızılcıklar beni hemen o günlere götürdü. Nenemin ruhu şad olsun, yapmak lazım dedim ve aldım. Reçelini yapmak istemedim. Reçeli için iri taneli olanını bulursam yaparım diye şurup ve marmelat yapıldı ve sonbahar güneşini kaçırmamak olmaz diye biraz kaynattıktan sonra balkondaki yerlerini aldılar.
Daha sonra reçellik kızılcığımı da buldum, meyvesi pek istediğim gibi değil, ama reçelini de yaptım.
Ve karşınızda Kızılcık Üçlemesi: reçeli, marmeladı ve şerbeti.
KIZILCIK REÇELİ
Malzemeler
1 kilo kızılcık ( koyu renkli ama yumuşak olmayacak)
1 kilo toz şeker
2 parça limon tuzu
1 adet kabuk tarçın
Yapılışı
Kızılcıklar yıkanır ve süzülür.
Reçeli yapacağınız tencereye şekerin yarısını dökün ve kızılcıkları elinizde yavaşça oynatarak etini çekirdeğinden gevşetin ve çekirdeğini çıkartın. (Bu aşama biraz zaman alıyor, isterseniz meyveleri çekirdekli bırakabilirsiniz.)
Bütün meyveler ayıklandıktan sonra kalan şekeri de üzerine dökün ve bir gece bekletin
Ertesi gün 1 su bardağı su ve kabuk tarçını ilave edin ve meyvelerle birlikte şekeri eriyene kadar hafifçe karıştırarak orta ateşte kaynatın ve daha sonra kısık ateşte uygun kıvama gelene kadar kaynatın. (Kıvam için, şerbetin akışını dikkate alın ya da soğuk suya şerbeti damlatın. Eğer dağılmıyorsa, olmuş demektir.)
Kaynar hali geçince kavanoza boşaltabilirsiniz.
Afiyet olsun.
Not: Tarçın, reçele çok yakışmıştı, tercih size kalmış.
Toplu resimdeki 2. resim, reçelin üstünden alınan köpüktür. (Kaynama esnasında alınması iyi olur, kalınca pek hoş olmaz. Pek severim).
KIZILCIK MARMELATI ve KIZILCIK ŞURUBU
Malzemeler
6 kilo kızılcık ( bu meyveye Aladağ’da kızılcık kirazı diyorlar, kiraza ise Sultani)
2, ½ kilo toz şeker
Limon tuzu
Yapılışı
Kızılcıklar yıkanır, büyükçe bir tencereye konup, üstlerini örtecek kadar su doldurulur; orta ateşte kaynamaya bırakılır, kaynayınca bir iki taşım daha kaynaması sürdürülür ve ocaktan alınır.
Bu aşamada hiç karıştırılmadan kızılcığın çıkan suyu bir başka tencereye süzülür, asla meyvenin parçalanmış taneleri veya meyve parçaları katılmaz. Şeffaf bir sıvı elde etmeye gayret edilir. Elde edilen bu sudan şurup kaynatılacaktır.
Şurup için, tencereye alınan kızılcık suyunun üzerine 1 kilo şeker (miktarı size bırakıyorum) katılır ve kısık ateşte kaynatılır. Kaynatma işlemi şurup koyulaşana kadar sürecektir. Sonuna doğru limon tuzu ilave edilir ve bir taşım daha kaynatılıp ocaktan alınır.
Hafif ılıdıktan sonra şişelere doldurabilirsiniz.
KIZILCIK MARMELATI’na gelince, suyu süzdürülen meyvelerin üzerine az su ilave edilir ve meyveler iyice pişene kadar orta ateşte kaynatılır ve süzgeçten geçilir. Bu aşama biraz yorucu oldu, ama değdi.
Elde edilen meyve püresi, tabanı kalın bir tencereye alınıp üzerine şeker (1 ½ kilo ilave ettim) koyup ara sıra karıştırılarak kaynatılır, dibinin tutmamasına dikkat edilir.
Biraz koyulaşana kadar kaynatıp, limon tuzu ilave edilir, bir taşım daha kaynattıktan sonra soğumaya alınır. Oda ısısına gelince üzeri tülbentle kapatılıp, güneş göreceği bir yere konup koyulaşması sağlanır. Eğer güneşletmek istemiyorsanız, koyulaşana kadar kısık ateşte kaynatılır, ılıdıktan sonra kavanozlara doldurulur ve saklanır.
Afiyet olsun.
Not: Marmelat yaparken en önemli şey: koyu olduğu için çabuk dibini tutabilir, aman başından ayrılmayın.
Şeker miktarı tamamen size kalmış; biz biraz ekşimsi seviyoruz.
Benzer Yazılar
Tantuni, künefe ve kerebiç MERSİN, MERSİN
Mersin Mersin
Bayram tatilinde hem dinlendik hem de çevreyi gezdik. Gezimizin Mersin kısmında önce şehir turu vardı, şehir turunu Mersinli olan dostlarımızla yaptık. O gün söylenen en fazla söz ise yediklerimiz karşısında suçluluğumuzu gidermek için “ bugün bayram” idi.
Gezimizin serinleme noktası ise Bekiralanı yaylası oldu, tek kelimeyle muhteşem bir yer. Mersin’de çok kısa sürede şehrin kalabalığından ve sıcağından uzaklaşılabiliniyor. Yayla noktaları şehre çok yakın, az mesafeyle, çok serinliğe ulaşabiliniyor.
Yazımızın başlığında olan tantuni’yegelince; böyle bir şey olmaz diyorsunuz. Etin, baharatın, yufkanın nefaseti eksiksiz birbirini tamamlamış. Bir de ustaların elinden çıkınca hiç doymak istemeyeceğiniz bir lezzet ortaya çıkmış. Bahsettiğim yer “ Memoş”, başkalarının düşüncelerine ve emeklerine saygısızlık etmek istemiyorum ama burası bir numara. Ustaların elline sağlık.

Memoş; küçük bir salon ve tıklım tıklım, tantuni yemek için sırada bekleniyor ve öğleden sonra belli bir saatten sonrada bulamayabilirsiniz.
Birinci dürümü nasıl yediğimizi bilemeden ikincisi de bitince, üzülerek bir yerde durmak lazım dedik
İkinci durak ise Ünlüoğlu- Cici idi. Künefe benim en sevdiğim tatlılardan biridir, burada servis edilen muhteşemdi. Kullanılan malzeme seçkin, şerbet tam kıvamında, altın renginde kızartılmış ve sıcacık servis ediliyor. Denemeniz lazım.

12 ay bulabileceğiniz fakat özellikle Ramazanda daha fazla tüketilen bu içi cevizle, yeşil fıstıkla ve benzeri ile doldurulan irmik ve un ve yağ ile yapılan bu kurabiyelerin bir özelliği çöven otunun şekerle karıştırılmasıyla elde edilen bir köpükle servis edilmesi, birbirlerine çok yakışıyorlar. Kerebiç’ide Has künefe de yedik, kesinlikle denenmelidir.
Bir de yayla yolunda taş kadayıf ve keçi sütünden yapılmış dondurma yedik ki olmaz böyle şey, ama olmuş. Muhteşem.

Gönüllerimizin bayram ettiği gün, midelerimiz ve gözlerimiz de bayram etmişti, paylaşmak istiyorum.
Not: Tantuniyi dürüm halinde çekemedim, üzgünüm.
Benzer Yazılar
Tarhana
Tarhana tarifi
Evde tarhana yapımı tarifi
Tarhana nasıl yapılır?
Tarhana tartar boğazımı yırtar.
Baklava börek gel beni kurtar.
Her sene yaptığımız gibi bu sene de annemin
“tarhanayı ne zaman yoğuralım” diye kahvaltı sohbetlerine konu etmesiyle evde tarhana yapım süreci başladı. Birkaç gün konuşup ardından da malzemelerin gelmesiyle yapmak şart olmuştu.
Kışın severek içtiğimiz bu çorbayı biz çok malzemeli yapmıyoruz. Fazla malzemenin bayatlamayı hızlandıracağı düşüncesiyle tarhana harcında sadece domates ve kırmızı biber oluyor.
Kendi yaptığımız miktara göre tarifi veriyorum.
Malzemeler
2,5 kilo yağlı yoğurt
1 torba süzme yoğurt
1 yaş ekmek hamuru
Tuz (maalesef göz kararı- çok tuzlu olmayacak)
1 kilo irmik
5-7 kilo un
2 kilo kırmızıbiber
3 kilo olgun domates
Yapılışı
Biberle domatesi temizledikten sonra basınçlı tencerede üstünü örtecek kadar su ve bir tatlı kaşığı tuz ilavesiyle buhar çıktıktan sonra yarım saat haşlayın.
Haşlanan sebzeleri süzdürüp (sebzelerin suyunu atmayın) rondodan çekin. Bu aşamada biberlerin ve domateslerin kabukları için pek endişe etmeyin. Çok rahatsız oluyorsanız alabilirsiniz, ama son aşamada kuruyan tarhana parçaları da rondoda çekileceği için hiçbir şey kalmayacak.
Büyükçe bir yoğurma kabında rondoda çekilmiş sebzeler ve yoğurt ya elle ya da mikser yardımıyla pürüzsüz hale getirilir. Karışımın üzerine irmik, yaş ekmek hamuru tuz ve yavaş yavaş un ilave edilerek çok katı olmayacak bir hamur yoğrulur. (Sebzeden süzdürülen suyu bu sırada kullanabilirsiniz.)
Yoğrulan hamurumuzun üstüne bir miktar un serperek üstü kapatılır ve kabımızın kapağını kapatıp üstünü kalın örtülerle sararak mayalanmaya bırakılır.
Tarhananın mayalanması bizim usüle göre 5 gece – 4 gündüz (tarhananın ekşimesine bağlı).
Bu sürenin sonunda güneş görecek bir yerde (balkonda) serilen kalın örtülerin üzerine tarhana hamurları, birbirlerine yapışmaması için üzerlerine un da serpilerek parçalar halinde sıralanır. Arada alt üst ederek kuruması sağlanır. Çok fazla sertleşmesine gerek yok.
Daha sonra küçük parçalara ayrılan kuru hamurlar uygun miktarlarda rondodan çekilir ve tekrar kuruması için gölge güneş gören bir yere serilir.
Tamamı rondodan geçirilen ve birazcık da kuruması sağlanan tarhanamızda iri taneler varsa, orta boy bir elekten geçirilerek üstte kalan kısım da tekrar rondolanabilir. Ben çok iri olmadıkça buna gerek görmüyorum, şöyle ki tarhanayı pişirmeden bir saat önce bir miktar soğuk suyla ıslatırsak onlar da eriyecektir.
Tarhanayı sabahtan yaparsanız, gün boyu ara sıra karıştırarak güneşte bırakabilirsiniz. Akşam da kalsın diyorsanız üstünü bir örtüyle kapatmayı unutmayın (biz bırakmıyoruz).
Ertesi gün de evin içinde, uygun bir yerde birkaç gün serili kalması gerekiyor.
Cam kavanozlarda veya bez torbalarda saklayabilirsiniz.
Afiyet olsun.




































Son Yorumlar